NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
89 - (572) وحدثنا
عثمان وأبو
بكر ابنا أبي
شيبة، وإسحاق
بن إبراهيم. جميعا
عن جرير. قال
عثمان: حدثنا
جرير عن منصور،
عن إبراهيم،
عن علقمة؛ قال:
قال
عبدالله: صلى
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
(قال إبراهيم:
زاد أو نقص)
فلما سلم قيل
له: يا رسول
الله! أحدث في
الصلاة شيء؟
قال "وما
ذاك؟" قالوا:
صليت كذا
وكذا. قال
فثنى رجليه،
واستقبل
القبلة، فسجد
سجدتين، ثم
سلم. ثم أقبل
علينا بوجهه
فقال "إنه لو
حدث في الصلاة
شيء أنبأتكم
به. ولكن إنما
أنا بشر أنسى
كما تنسون.
فإذا نسيت
فذكروني. وإذا
شك أحدكم في
صلاته فليتحر الصواب.
فليتم عليه.
ثم ليسجد
سجدتين".
{89}
Bize Ebu Şeybe'nin iki
oğlu Osman ile Ebu Bekir ve bir de İshâk b. İbrahim hep beraber Cerîr'den rivayet
ettiler. Osman Dediki: Bize Cerir, Mansûr'dan, o da İbrahim'den, o da
Alkame'den naklen rivayet etti. Alkame şöyle demiş: Abdullah Dediki:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) namaz kıldırdı... (Râvî İbrahim: Yâ ziyâde etti yâ noksan,
dedi) Selam verdiği vakit kendisine: Yâ Resûlâllah namaz hakkında yeni bir şey
mi var? diyenler oldu. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Neymiş o?» buyurdular.
Soranlar:
— Namazı şöyle şöyle
kıldın da!., dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
hemen bacaklarını bükerek kıbleye karşı oturdu ve iki secde yaptı. Sonra selâm
verdi, sonra yüzünü bize çevirerek:
«Gerçekden namaz
hakkında yeni bir şey olsaydı ben onu size haber verirdim. Lâkin ben de ancak
ve ancak bir insanım. Sizin gibi unuturum. Binaenaleyh bir şey'i unuttum mu
hemen bana hatırlatın! Biriniz namazında şekk ederse doğruyu araştırsın da
namazını onun üzerine tamamlasın, Sonra iki secde yapsın!» buyurdular.
90 - (572) حدثناه
أبو كريب.
حدثنا ابن
بشر. ح قال
وحدثني محمد
بن حاتم.
حدثنا وكيع.
كلاهما عن
مسعر، عن
منصور، بهذا
الإسناد.
وفي
رواية ابن بشر
"فلينظر أحرى
ذلك للصواب". وفي
رواية وكيع
"فليتحر
الصواب".
[ش
(فليتحر
الصواب)
التحري هو
القصد. ومنه
قوله تعالى:
تحروا رشدا.
فمعنى الحديث:
فليقصد الصواب
فليعمل به].
{90}
Bize bu hadisi Ebu
Kureyb de rivayet etti. (Dediki) Bize ibni Bişr rivayet etti. H.
Bana Muhammed b. Hatim
de rivayet etti. (Dediki) : Bize Vekî' rivayet etti. ibni Bişr ile Vekî'in
ikisi birden Mis'ar'dan, o da Mansûr'dan bu isnâdla rivayet etmişlerdir.
İbni Bişr'in
rivayetinde: «Doğruyu bulmak için bunların hangisi daha lâyık olduğuna bir
baksın!»; Vekî'in rivayetinde ise: «Doğruyu araştırsın!» ibareleri vardır.
(572) وحدثناه
عبدالله بن
عبدالرحمن
الدارمي. أخبرنا
يحيى بن حسان.
حدثنا وهيب بن
خالد. حدثنا منصور
بهذا الإسناد.
وقال منصور:
"فلينظر أحرى ذلك
للصواب".
{….}
Bize bu hadîsi Abdullah
b. Abdirrahmân Ed - Dârimî de rivayet etti. (Dediki) : Bize Yahya b. Hassan
haber verdi. (Dediki) : Bize Vüheyb b. Hâlid rivayet etti. (Dediki) : Bize
Mansûr bu isnâdla rivayet» etti. Mansûr: «Doğruyu bulmak için bunların hangisi
daha lâyık olduğuna bir baksın!» demiş.
م(572)
حدثناه إسحاق
بن إبراهيم.
أخبرنا عبيد
بن سعيد
الأموي. حدثنا
سفيان عن
منصور، بهذا
الإسناد. وقال
"فليتحر
الصواب".
{….}
Bu hadisi bize İshâk b. İbrahim
rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeyd b. Saîd El-Emevî haber verdi. (Dediki): Bize
Süfyân, Mansûr'dan bu isnâdla rivayet etti ve: «Doğruyu araştırsın!» dedi.
م(572)
حدثناه محمد
بن المثنى.
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة عن
منصور، بهذا
الإسناد. وقال
"فليتحر أقرب
ذلك إلى
الصواب".
{….}
Bize bu hadisi Muhammed
b. El-Müsennâ rivayet ettL (Dediki): Bize Muhammed b. Câ'fer rivayet etti.
(Dediki): Bize Şu'be, Mansûr'dan bu isnâdla rivayet etti ve: «Bunların
hangisinin doğruya en yakın olduğunu araştırsın!» dedi.
م(572)
وحدثناه يحيى
بن يحيى.
أخبرنا فضيل
بن عياض عن
منصور، بهذا
الإسناد. وقال
"فليتحر الذي
يرى أنه الصواب".
{….}
Bize bu hadîsi Yahya b. Yahya da rivayet etti.
(Dediki): Bize Fudayl b. İyâz, Mansûr'dan bu isnâdla haber verdi ve: «Doğru
görüleni araştırsın!» dedi.
م(572)
وحدثناه ابن
أبي عمر.
حدثنا
عبدالعزيز بن
عبدالصمد عن
منصور،
بإسناد هؤلاء.
وقال "فليتحر
الصواب".
{….}
Bu hadîsi bize ibni Ebî
Ömer de rivayet etti. (Dediki) : Bize Abdülâzîz b. Abdissamed, Mansûr'dan bu
zevatın isnadı ile rivayet etti Ve: «Doğruyu araştırı versin!» dedi.
91 - (572) حدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري.
حدثنا أبي. حدثنا
شعبة عن
الحكم، عن
إبراهيم، عن
علقمة، عن
عبدالله؛ أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم صلى الظهر
خمسا. فلما
سلم قيل له:
أريد
في الصلاة؟
قال "وما
ذاك؟" قالوا:
صليت خمسا.
فسجد سجدتين.
{91}
Bize Ubeydullah b. Muâz
El-Anherî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize
Şu'be, Hakem'den, o da İbrahim'den, o da Alkame'den, o da Abdullah'dan naklen
rivayet ettiki:
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) Öğle namazını beş rek'ât kılmış. Selam verdiği vakit kendisine :
— Namaza ziyâde mi edildi? demişler. Efendimiz:
«Ne o?» buyurmuş. Ashâb:
— Namazı beş rek'ât kıldın... demişler. Bunun
üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki secde yapmış.
92 - (572) وحدثنا
ابن نمير.
حدثنا ابن
إدريس عن
الحسن بن
عبيدالله، عن
إبراهيم، عن
علقمة؛ أنه
صلى بهم خمسا.
{92}
Bize İbni Numeyr rivayet
etti. (Dediki) : Bize İbni İdrîs, Hasen b. Ubeydullah'dan, o da İbrahim'den, o
da Alkame'den naklen Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendilerine
Öğle namazını beş rek'ât kıldırdığını rivayet etti.
(572) حدثنا
عثمان بن أبي
شيبة (واللفظ
له) حدثنا جرير
عن الحسن بن
عبيدالله، عن
إبراهيم بن
سويد؛ قال:
صلى
بنا علقمة
الظهر خمسا.
فلما سلم قال
القوم: يا أبا
شبل! قد صليت
خمسا. قال: كلا.
ما فعلت. قالوا:
بلى. قال وكنت
في ناحية
القوم. وأنا
غلام. فقلت:
بلى. قد صليت
خمسا. قال لي:
وأنت أيضا، يا
أعور! تقول
ذاك؟ قال قلت:
نعم. قال
فانفتل فسجد
سجدتين ثم
سلم. ثم قال: قال
عبدالله: صلى
بنا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم خمسا.
فلما انفتل
توشوش القوم
بينهم. فقال
"ما شأنكم؟"
قالوا: يا
رسول الله! هل
زيد في الصلاة؟
قال "لا"
قالوا: فإنك
قد صليت خمسا.
فانفتل ثم سجد
سجدتين. ثم
سلم. ثم قال
"إنما أنا بشر
مثلكم. أنسى
كما تنسون"
وزاد
ابن
نمير في حديثه
"فإذا نسي
أحدكم فليسجد
سجدتين".
[ش
(توشوش)
ضبطناه
بالشين
المعجمة. وقال
القاضي: روي
بالمعجمة
وبالمهملة.
وكلاهما صحيح.
ومعناه
تحركوا. ومنه
وسواس الحلي،
بالمهملة،
وهو تحركه.
ووسوسة
الشيطان. قال
أهل اللغة:
الوشوشة،
بالمعجمة،
صوت في اختلاط.
قال الأصمعي:
ويقال: رجل
وشواش، أي
خفيف. (فانفتل)
قال في
الصحاح: فتله
عن وجهه
فانفتل، أي
صرفه فانصرف.
وهو قلب لفت.
ولعل المراد
هنا الانقلاب
نحو القبلة،
كما ينبئ عنه
لفظ التحول،
في الرواية
الآتية].
{….}
Bize Osman b. Ebî Şeybe
rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Cerîr, Hasen b. Ubeydullah'dan, o
da İbrâhîm b. Süveyd'den naklen rivayet etti. İbrâhîm şöyle demiş: Bize Alkame
Öğle namazını beş rek'ât kıldırdı. Selâm verince cemaat:
«Yâ Ebâ Şibil! Namazı
beş rek'ât kıldırdın!- dediler. Alkame:
— Hayır! Ben bunu yapmadım! dedi. Cemaat:
— Yook... Öyle yaptın! dediler. Ben de cemaatın
tarafında idim ve çocukdum. Ben dahi:
— Hay hay beş rek'ât kıldırdın! dedim. Alkame
bana:
— Sende mi bunu söylüyorsun. Gidi şaşı
gözlü?... dedi. Ben:
— Evet! cevâbını verdim. Bıuum üzerine hemen
kıbleye dönerek iki secde yaptı; sonra selâm verdi. Daha sonra şunu söyledi:
— Abdullah (İbni Mes'ûd)
Dediki: Bize Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazı beş rek'ât
kıldırdı. Namazdan çıkınca cemaat kendi aralarında kargaşalık çıkardılar.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Size ne oluyor?» dedi.
Cemaat:
— Yâ Resûlâllah! Acaba namaza ziyâdemi edildi?
dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Hayır!» cevâbını verdi.
Cemaat:
— Namazı beş rek'ât kıldında!.. dediler. Bunun
üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kıbleye döndü ve iki secde yaptı.
Sonra selam verdi. Sonra:
«Ben ancak sizin gibi
bir insanım; sizin unuttuğunuz gibi unuturum» buyurdular.
İbni Numeyr kendi hadisinde:
«Biriniz unuttuğu vakit iki secde yapıversinl» cümlesini ziyâde eyledi.
93 - (572) وحدثناه
عون بن سلام
الكوفي.
أخبرنا أبو
بكر النهشلي
عن عبدالرحمن
بن الأسود، عن
أبيه، عن عبدالله؛
قال:
صلى
بنا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم خمسا. فقلنا:
يا رسول الله!
أزيد في
الصلاة؟ قال
"وما ذاك؟"
قالوا: صليت
خمسا. قال
"إنما أنا بشر
مثلكم. أذكر
كما تذكرون.
وأنسى كما
تنسون". ثم سجد
سجدتي السهو.
{93}
Bize bu hadîs'i Avn b.
Sellâm El-Kûfî'de rivayet etti. (Dediki) : Bize Ebu Bekir En-Nehşelî,
Abdurrahmân b. Esved'den, o da babasından, o da AbduIIah'dan naklen haber verdi.
Abdullah şöyle demiş:
Bize Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (namazı) beş rek'ât kıldırdı. Bunun Üzerine biz:
— Yâ Besûlallah namaza ziyâdemi yapıIdı? dedik.
Resulullah «Ne o?» buyurdular. Ashâb:
— Namazı beş rek'ât kıldırdın!» dediler. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— «Ben ancak sizin gibi bir insanım. Sizin
hatırladığınız gibi hatırlar; unuttuğunuz gibi unuturum.»buyurdular. Sonra iki
secde-i sehiv yaptılar.
94 - (572) وحدثنا
منجاب بن
الحارث
التميمي.
أخبرنا ابن مسهر
الأعمش، عن
إبراهيم، عن
علقمة، عن
عبدالله؛ قال:
صلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فزاد أو
نقص (قال
إبراهيم:
والوهم مني)
فقيل: يا رسول
الله! أزيد في
الصلاة شيء؟
فقال "إنما
أنا بشر
مثلكم. أنسى
كما تنسون.
فإذا نسى
أحدكم فليسجد
سجدتين. وهو
جالس". ثم تحول
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فسجد سجدتين.
{94}
Bize Mincâb b. Haris
Et-Temimi rivayet etti. (Dediki) : Bize İbni Müshir, A'meş'deıı, o da
İbrahim'den, o da Alkame'den, o da Abdullah'dan naklen haber verdi. Abdullah
şöyle demiş:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) namaz kıldırdıda, yâ ziyâde yaptı yâ noksan bıraktı.
(İbrahim: Bu vehim bendendir demiş) bunun üzerine:
— Yâ Resûlâllah! Namaza
bir şeymi ziyâde edildi? denildi. Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Ben ancak sizin gibi
bir insanım; sizin unuttuğunuz gibi unuturum. Bîriniz unuttuğu vakit oturduğu yerden
iki secde yapı versin!» buyurdu. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
(Kıbleye) dönerek iki secde yaptı.
95 - (572) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. قالا: حدثنا
أبو معاوية عن
الأعمش، عن
إبراهيم، عن علقمة،
عن عبدالله؛
أن النبي صلى
الله عليه
وسلم سجد
سجدتي السهو،
بعد السلام
والكلام.
{95}
Bize Ebu Bekir b. Ebî
Şeybe ile Ebu Kureyb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Ebu Muâviye rivayet etti.
H.
Bize ibni Numeyr de
rivayet etti. (Dediki) : Bize Hafs ile Ebu Muâviye, A'meş'den, o da
İbrahim'den, o da Âlkame'den, o da AbdulIah'dan naklen rivayet etti ki:
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) iki secde-i sehvi selâm ve kelâmdan sonra yapmış.
96 - (572) وحدثني
القاسم بن
زكرياء. حدثنا
حسين بن علي الجعفي
عن زائدة، عن
سليمان، عن
إبراهيم، عن علقمة،
عن عبدالله؛
قال:
صلينا
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فإما زاد
أو نقص. (قال
إبراهيم: وأيم
الله! ما جاء
ذاك إلا من
قبلي) قال فقلنا:
يا رسول الله!
أحدث في
الصلاة شيء؟
فقال "لا" قال
فقلنا له الذي
صنع. فقال "إذا
زاد الرجل أو
نقص فليسجد
سجدتين" قال
ثم سجد سجدتين.
{96}
Bana Kaasim b. Zekeriyyâ
rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyin b. Alî El-Cufî, Zâide'den, o da
Süleyman'dan, o da İbrahim'den, o da Âlkame'den, o da Abdullah'dan naklen
rivayet etti. Abdullah şeyle demiş:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ile birlikde namaz kıldık. (Namazda) yâ ziyâde yaptı, yâ
noksan! (İbrahim: Allah'a yemin olsun ki bu tereddüd ancak benim tarafımdan
gelmişdir; demiş). Bunun Üzerine biz:
— Yâ Resûlallah! Namaz
hakkında yeni bir şeymi zuhur etti?» dedik. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
«Hayır!» cevâbını
verdiler. Biz. yaptığını kendisine söyleyince:
«Bir kimse (Namazında)
ziyâde veya noksan yaparsa iki secde ediversin!» buyurdu. Sonra iki secde
yapatı.
İzah:
Babımız hadîslerinin îbni
Mes'ûd rivayetini Buhari «Namaz» ve «Nuzûr» bahislerinde; Ebu Dâvûd, Nesâi ve.
îbni Mâce dahî «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.
Kılınan namazın öğle mi
yoksa ikindi mi olduğu ve keza yapılan yanlışlığın ziyâdemi, noksanını kılmak
suretiyle meydana geldiği İhtilaflıdır
Bu husûsda şüphe eden
râvî îbrâhîm Nehaîdir. Bu zât fakîh îbrâhîm b. Yezîd En-Nehaî değil, İbrahim b.
Süveyd El-A'ver En-Nehaî'dır. Hz. Alkame'nin şaşı gözlü diye çattığı zât
budur.
Taberânî'nin,
Talhatü'bnü Musarrif tarikinden tahrîc ettiği rivâyetde kılınan namazın ikindi
olduğu ve Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in dördüncü rek'âtda
oturmayıp beşinciye kalktığı onu bitirdikten sonra oturduğu beyân ediliyor.
Şû'be'nin, Hammâd'dan onun da îbrâhîm Nehaî'den rivayet ettiği tarîkde ise
namazın Öğle olduğu ve beş rek'ât kılındığı beyân edilmektedir. Fahr-i Alem
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yaptığı hatânın farkına varmamış olmalı ki «Ne
o?» diye sormuş. Ortada birşey olup olmadığını anlamak istemişdir. Namazda hatâ
ettiği kendisine ihbar edilince hemen kıbleye karşı teşehhüd hey'etinde oturmuş
ve iki secde-i sehiv yapmışdır. Namazdan sonra ashâb-ı kirâmına dönerek kısa
bir hitabede bulunmuş ezcümle;
«Namaz hakkında bir
değişme vuku bulsa elbetde ben onu size haber veririm. Lâkin ben de sizin gibi
insanım. Sizin unuttuğunuz gibi ben de unuturum; Unuttuğum zaman bana
hatırlatın, ilâ ahir...» şeklinde tâlimâtda bulunarak namaz hususunda bir
değişiklik olmadığına, ancak kendisinin yanıldığına işaret buyurmuş; sonra
secde-i sehiv yapmışdır.
Unuttuğu zaman ona
hatırlatmak bittabi tesbîh veya benzeri bir şey ile olacakdır.
Namazda konuşmak,
namazı bozduğu hâlde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in konuştukdan sonra
secde-i sehiv yapması namazda konuşmak haram kılınmazdan önceki zamanlara yâni
islâmın ilk devirlerine hâmlolunmuşdur.
Şekk: Lûgatda yakînin
zıddıdır. Istılâhda ise bilinen ve bilinmeyen tarafları müsâvî olan şeydir.
Yâni şekk ilimle cehlin arasında olup hiç birine meyletmeme hâlidir. Bir taraf
kuvvetli gelirde diğerine tercih edilirse ona zann derler. Kalp iki tarafdan
birine iyice yatışır da diğerinden vazgeçerse ona da ekber-i zann ve reyi gâlib
derler.